24 Aralık 2012 Pazartesi

Ne hayatlar ; yaşamak dersen !

Anlatacağım hikaye benden yaşça büyük Kemal abi'nin hikayesidir.

kemal abi, kırk dört yaşında, üç çocuğuyla bir gecekonduda yaşıyor, gecekondu kendisinin değil, 200 tl. kira veriyor, kemal abi'nin eşi başka bir adamla kaçmış, çocukları kemal abi'ye bırakmış, çocuklardan en büyüğü on beş yaşında, hepimizin liseli diye dalga geçtiğimiz yaşta ama liseye gidemiyor, evlerinin yanındaki bakkal'da çıraklık yapıyor, ortanca çocuk oniki yaşında oto tamircisinin yanında çıraklık yapıyor, ustası ona " işçisin sen işçi kal giy dedi tulumları " demiş midir bilmiyorum, aralarında tek okula giden en küçükleri ilkokul üçüncü sınıfta.

en küçükleri, okulda doğum günü kutlayan arkadaşlarına özenmiş, kemal abi'ye " baba benim doğum günümü de kutlayalım mı? " diye sormuş, kemal abi şirket kesintisiyle beraber eline ayda 400 tl. geçen adam, " bakarız oğlum " demiş. ertesi sabah kemal abi anlatıyor;

Ben- kemal kaptan keyifler nasıl? durgun gördüm seni hayırdır?

kemal abi - dün akşam benim küçük oğlanın doğum günüydü, özenmiş kerata arkadaşlarından, ben de ona bir şeyler aldım kutladık.

Ben- nice yaşlara abi de buna mı üzgünsün?

kemal abi - yok ona değil bey, ne kardeşleri vardı ne anası, garibime aldığım topkekin üzerine kibrit yakıp üflettim, o üflerken ben ağladım.

Ben- ( gözlerim kan çanağı, ağlamamak için dilimi ısırıyorum ) abi benden para isteseydin ya, hatta beni çağırsaydın.

kemal abi - yok beyim,seninde omzunda büyük yük var,evde ailen bekler, bidahakine inşaallah ( gurura bak, asalete, ince düşünceye bak)


o gün oradan kaçıp, bir köşede bütün gün ağladığım cümlede, kemal abi'nin " topkekin üzerine kibrit koyup üflettim! "

topkekin üzerindeki kibriti üfleyen o çocuktadır hayat; tabi görebilene, hissedebilene ve değiştirmek adına bir şeyler yapmaya çalışabilene...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder